Bitmeyen Zayıflama Serüvenim / The Endless Weight Loss Journey (Tr/Eng)

Herkese tekrar merhabaaa!

Bu sıralar düzenli paylaşım yapabildiğimi düşünüyorum ve bu beni mutlu ediyor. Nasılsınız? İyi misiniz, iyi olmaya çalışıyor musunuz? Bu post tam anlamıyla benim devam eden kilo verme serüvenim ile ilgili olacak. Belki sizin de rahatlıkla uygulayabileceğiniz birkaç tüyo görürsünüz. Çünkü yaklaşık 1 yılı diyetisyen kontrolünde olmak üzere 6 yıllık bir birikim olacak. Bunun ise 2 sebebi var. Daha doğrusu birisi sebep diğeri ise motivasyon.

Birincisi yani sebep, @hikergirl ile postunun altında, yorumlarda yaptığımız minik konuşmanın içeriği ve ona kendi tecrübemle vermeye çalıştığım tavsiyeydi.

İkincisi ise, motivasyonum, To Hive with Incublus'ta @manclar ve @pravesh0 ile birlikte herkes gittikten sonra devam ettiğimiz harika sohbette değerli @manclar'in harika sözleriyle beni itmeye, hareket etmeye devam ettirmeye çalışmasıydı.

İkisine de bu harika fikirler ve daha nicesi için çok teşekkür ederim.

Hadi;

Başlayalım!

Kadın doğum uzmanlarının kişi üzerindeki etkisini bilmeden daha doğrusu umursamadan başlattığı "saçma" doğum kontrol haplarının yan etkisi olarak aktif bir şekilde spor kariyerime devam etmeme rağmen kilo aldım. Bu kilo alışı ise üniversiteye kadar durmadı ki zaten o ilaçları da üniversitede aydınlanma yaşayarak bıraktım. Bu süreçte ise yapabileceğim tek bir şey vardı; spor.

Yaptım da. Yemek düzenim günde 3 öğündü ve hiç hazır yemek yoktu. Porsiyonlar normaldi. Her ailede annenin bazen de kişinin hazırladığı öğünlerden farkı yoktu. Sonra ise üniversitede "fasting" denilen Türkçe'ye ise "Aralıklı Oruç" olarak (bence amacından saparak) çevrilmiş bir diyet sistemi uyguladım. Günde 2 öğün, karbonhidrat olmadan, baklagiller ve sebzelerle kalori sayımı yaparak ki o da 1500 yani yetişkin bir insanın hayatta kalmak için tüketmesi gereken en az kalori miktarını tüketiyordum. O zamanda vejetaryendim. Kesinlikle et ürünleri ile alakalı hiçbir şey tüketmiyordum. Bu diyetimde 2 büyük hata bulunuyor.

Birincisi karbonhidratı ve proteini tamamen kesmek.
İkincisi ise ara öğün yok.

Tabii eklemeliyim ki bu yazı benim hastalıklarıma ve bununla birlikte diyetisyenim ve doktorumun yönlendirmesi ile ilerlemek zorunda olduğum diyete göre bilgiler ve cümleler içeriyor.

Bunların sebeplerine gelecek olursam eğer; insan vücudu biraz garip çalışır. Lisedeki bilgileri biraz hatırlarsak, yağ, protein ve karbonhidrat üçlüsü insana tükettiği besinler ve tüketme şekline göre enerji verir ya da kalıcı/geçici kilo olarak enerji üretimini sağlar.

Ve diyet kelimesi her zaman "Bu pazartesi kesin başlayacağım!" dediğimiz akıl almaz şeyleri yaptığımız beslenme düzeni anlamına gelmez. Bir insanın günlük yeme düzeninin adı da diyettir. Bunu açıkladığıma göre sanırım kalan yazıda bu kelimeyi daha rahat kullanabilirim.

İnsanın, kadın ve erkek olarak değerleri değişse bile haftalık bazda tüketmesi gereken besinler bulunuyor. Bu üçlünün (yağ, protein, karbonhidrat) ise sindirim hızına göre sıklığı ve porsiyonu değişiyor. Bu üçlü içerisinde sindirimi en zor olan besin proteindir. Ve tüketimi sadece bundan dolayı olmasa da diğerlerine göre çok daha azdır. Haftada 2 - 3 gün gibi sıklığı olur. Bu 2 ya da 3 gün içerisinde de sürekli tavuk/kırmızı et/balık tüketmek de sağlıklı bir seçim değil.

Yağdan ise bahsettiğimiz hayvansal ve bitkisel yağlar, yemek yapılırken kullanılan margarin adı altında tüketilen su bazlı karışık şeyler ve de kuruyemişlerdir. Ki bence bunların için sadece 2 tane diğerlerine göre daha masum olan yağ var. Ayrıca sindirim düzenlemesine de birebirler. Zeytinyağı ve kuruyemişler. Ceviz, fındık, badem... Ama burada da minik bir durum var; çiğ olmalılar. Bize yardımı olacak şeyler genelde tuzla defalarca kavrulduklarında kalmıyor. Uçuyor gidiyor. Ki bunların kullanımını da az çok tahmin edebiliyorsunuzdur. Ara öğün olarak kuruyemişler, yanına kefiri de tavsiye ederim, ve zeytin yağı ise yemek yapımında.

Karbonhidratta ise durum biraz daha karışıktır. Makarna, ekmek, pilav ve daha nicesi. Açıkçası size "Pirinç kesinlikle tüketilmez." demeyeceğim ama bu tarz şeylerde kalori tüketimini kontrol edebilmek için alternatif bulmak zorunda kalabiliyoruz. Makarnaya ise ne yazık ki benim bildiğim bir alternatif yok daha az tüketmek dışında. Ama ekmekte beyaz yerine tam buğday, pilavda ise pirinç yerine bulgur bence gayet doyurucu seçenekler. Bir de genelde yapılan ve benim de uzun bir süre yaptığım bir hata bulunuyor. Ekmeğin bulunduğu öğünde pilav ve makarna tüketmek. Ya da tam tersi. Karbonhidrat her ne kadar çabuk yakılsa da, yakılmadığında en kolay ödem ve kiloya dönüşen besindir.

Benim hikâyeme dönecek olursam eğer. Üniversiteye gidene kadar kesinlikle tartıya çıkmıyordum, korkuyordum. Sadece bedenimi biliyordum ki daha 18'ine yeni basmış birinin 50 - 52 beden olması akla hayale sığacak bir durum değil. Okul formamda pantolonum özel dikim oluyordu mecburen çünkü kilom bacağımı merkez üssü hâline getirmişti.

Daha sonra üniversitede ise aralıklı oruca başladığımda aldığım kalori miktarı çok düşük yaktığım kalori miktarı ise normalden de daha yüksek olduğu için kilo verebilirim sanmıştım. Ama hayır. 5 kilo dahi veremedim. Sürekli aynı beden kıyafetleri giyerken tartıya çıkma korkum devam ediyordu. Peki neden kilo veremiyordum?

Basitçe söyleyebilirim ki vücut günlük yakacağı kalori için bir başlangıç ister. Zaten var olandan harcamak istemez. Bunun sebebini bilmiyorum ama eminim bilimsel bir açıklaması vardır. Ve ben vücuduma bu gerekli başlangıç paketini vermiyordum. Vücuda giren kısıtlı kalori ise hemen kalıcı kilolara dönüşüyordu. Kış uykusuna hazırlanan bir hayvanı düşünebilirsiniz sanırım bu durumda çünkü metabolizma kendi kendine bir koruma sistemi geliştiriyor. Diyor ki; "Bu bilinçsiz insan bana günlük ihtiyacımı vermeyecek elimdekini idareli kullanmalıyım." Bunun sonucunda ise kilo vermeniz gerekirken alıyorsunuz ki bu benim başıma gelendi.

İlerleyen zamanda pandemiden dolayı ise eskisi gibi yürüyüş yapamadım ve günde 1 öğün sadece kahvaltı ile de kilo almaya devam ettim. Hâlâ eski kıyafetlerimi giyebiliyordum, bu sefer kilomu bacaklarıma değil de göbeğime aldım. Ki bence bir noktada klasikleşmiş Türk insan yapısına aykırı olmayan bir kilo alma şekli.

Bundan sonra ise teşhisim kondu. Aralıklı olarak 1 aydan biraz fazla bir süreyi hastanede yatarak geçirdim. Ve inanır mısınız kortizon alırken kilo verdim. 5 haftanın toplamında tam olarak 25 kilo vermiştim. Ama sonrasında yağdan verdiğim kiloları kullandığım ilacın kortizon olmasının büyük etkisi olarak çok kısa zamanda ödem olarak geri aldım. Tuzsuz, yağsız ve şekersiz beslenmeme rağmen. Ki bu süreçte de haftada 3 kere iğne vuruyordum. Belli bir diyet zorunluluğum yoktu. Hatta hastaneden çıktığım dönemlerde açlıktan kırılıyordum ama yine de yemiyordum.

8 ay bu iğneleri kullandıktan sonra ki bu süreçte kortizon almaya devam ettiğim için ödem almaya devam ediyordum, ilacın benim üzerimde hiçbir etkisinin olmadığını gördük ve ben şimdi kullanmak zorunda olduğum ilaçtan dolayı 2 öğüne dönmek zorunda kaldım. Ayrıca doktorumu değiştirmiştim ve yeni doktorum bana acil bir şekilde kilo vermem gerektiğini söyledi. Tek sebep değil ama en önemli sebep ise ilacımın daha iyi etki edebilmesi içindi. Daha sonrasında bunun artık benim sınırlı ve yanlışlarla dolu bilgim ile olmayacağının farkına vardık ve ben bulunduğum bölgede özel bir hastanenin diyetisyenine ayrıca endokrinoloji doktoruna gittim. Bu iki dal da obezite ile ilgileniyor.

Endokrinoloji doktorum benim durumumdan dolayı karaciğer ve böbreklerimi koruyarak kullanabileceğim tek bir zayıflama ilacından bahsetti. Onu yazdı. Ve ben hem MS hem de zayıflama ilacımın verileri ile diyetisyenin kapısını tıklattım. Tabii benim için bir sakınca vardı. Zayıflama ilacının özelliği basitçe besin sindiriminizi en aza indirmek. Kalori alımını kısıtlamak iken aynı öğün içerisinde MS ilacımı kullanamazdım. Son miligramına kadar emiliminin gerçekleşmesi gereken bir ilaç vardı çünkü. Böylece diyetisyenim günde 5 öğün ile bana bir diyet hazırladı.

Şimdi minik, belki de oldukça bilinen bir tüyo geliyor;

Sabah kahvaltısında ekmek, roka, maydanoz, dereotu, tere ve turp tüketilmeli.

İştahınızın açık olduğunu düşünüyorsanız bunlar olmazsa olmaz. Hatırlarsanız yukarıda kalori yakımı için başlangıç olarak bir besin vermemiz gerekiyor demiştim bunun için ise ekmek ve yumurta tam olarak bu besinler arasında. Ki bunların yanına közlenmiş biber de eklendiğinde harika bir kahvaltı oluyor.

İki öğün tüketecekseniz eğer bu kahvaltı sizi bırakın sonraki öğüne kadar bir sonraki kahvaltıya kadar tok hissettirecektir. Ama bu tabii ki de sağlıklı değil! Lütfen böyle bir şey yapmayın. Sonra ise almanız gereken günlük yağları ve besinleri 1 ara öğünle kefir ve biraz kuruyemiş ile (bir avuç) alabilirsiniz. Sindirim için kefir çok büyük bir rol oynuyor burada çünkü ani bir diyet değişikliği vücudu şoka sokabiliyor. Bu da amaçtan sapmaya sebep olabiliyor. Bunları yaparken ise sağlıklı kalabileceğinizi unutmayın lütfen.

Sıra akşam yemeğine geldi. Kesinlikle 6'dan sonra yemek yenmez kuralı kadar istisnası çok fazla olan başka bir şey görmedim. 18.00 tam olarak memurlara göre söylenmiş bir saat. Memursanız veya benzer çalışma saatlerine göre bir işe sahipseniz bu kural sizin için geçerli ama daha önemli ve daha "doğru" bir tanım ile geldim.

Öğünlerinizi fiziksel olarak aktif olduğunuz saatlere göre düzenleyin.

Özellikle akşam yemeğinden sonra oturduğunuz koltukta uyuyakalıyorsanız yanlış bir vakitte yemek yiyorsunuzdur. Çünkü tükettiğiniz besinden sonra ev içinde dahi hareket etmezseniz o güzel yemek size kilo veya ödem olarak dönecektir. Hava güzelken yemekten sonra bir yürüyüş harika bir seçenek. Hele ki yaşadığınız bölgede deniz varsa tadından yenmez.

Akşam yemeğinde ise haftalık bazda düşünmek daha pratik, özellikle de öğün düzenlemesi için. Tavsiyem erkeklere 3, kadınlara ise 2 gün protein tüketimi. Tabii bunlar sadece et olarak değil yanında bol marul veya kıvırcıkla bir salata ayrıca bir de çorba. Çorba unsuz olacak! Katı bir kural diyelim biz buna.

Sebebi ise;

Kan şekeri düzeyinin sabit tutulması gerekiyor.

Beyaz un ve şeker ise bu isteğimize tamamen zıt. Şekerinizin stabil olmaması sizin sürekli acıkmanız anlamına geliyor. Bu hiç iyi değil çünkü sürekli canınızın bir şeyler çekmesi demek bu. Hâliyle de bu şekerli yiyeceklere saldırmanız anlamına geliyor. Normal bir zamanda da elbet canınız tatlı çekebilir ve yemek istemezseniz de;

2 kare bitter çikolata yardımınıza koşacaktır.

Bunun sıklığı elbet her gün olmamalı ama 2 - 3 günde bir 2 kare çikolata kadar ferahlatıcı bir şey denemedim uzun zamandır. Hele ki çikolata Türk kahvesinin ya da filtre kahvenin yanındaysa.

Size son birkaç cümleyle bu upuzun yazıyı toparlamadan önce hakkımda vermek istediğim güzel bir haber var. Diyetisyen ve ilaç yardımıyla şu zamana kadar 13'ü yağdan olmak üzere 15 kilo verdim. Ki bu uzun yıllardır hiç kilo veremeyen ben için büyük bir gelişme ve mutluluk.

Bu fotoğraf da toplam verdiğim kiloları öğrendikten sonra çektiğim ilk fotoğraf. Memnuniyetim yüzümden okunuyor değil mi? 😂 50 - 52 bedenden 46 - 48'e düştüm. 💪 Kilomu da artık biliyorum ve tartıya çıkmamam artık korkudan değil diyetisyenin koyduğu yasaktan dolayı.

Çok uzun olan bu lafın kısası günlük olarak şeker dengenizi korumaya çalışın, hazır gıdalar sizin düşmanınız sayılırlar ve her zaman kontrollü olmak iyi değil. Bu uzun yolculuğumda öğrendiklerim en basit hâliyle bu. Aşırı kontrol durumunda ipin elden kaçması bir daha ipi yakalayamayacağınız anlamına gelebilir. Bazen ipleri gevşek bırakmak sizin yararınızadır, kaçmasını önler. Yeterince uzattım zaten, umarım buraya kadar okumuşsunuzdur 😂

Bu uzun postta sabırla buraya kadar benimle olduğunuz için teşekkür ederim. Bir sonraki postta görüşmek üzere. Kendinize dikkat edin ve lütfen unutmayın;

Bu dünyada sizden başka bir tane yok.

Hello everyone again!

I think I am able to post regularly these days and this makes me happy. How are you? Are you well, are you trying to be well? This post will literally be about my continuing weight loss adventure. Maybe you will see a few tips that you can easily apply. Because there will be a 6-year backlog, about 1 year under the control of a dietician. There are 2 reasons for what I do. More precisely, one is reason and the other is motivation.

The first one, the reason, was the content of the little conversation we had with @hikergirl in the comments under her post and the advice I tried to give her with my own experience.

The second one, my motivation, was the wonderful conversation we had with @manclar and @pravesh0 at To Hive with Incublus after everyone left, and the wonderful words of @manclar trying to push me and keep me moving.

Thank you very much to them both for these great ideas and many more.

Let's start;

As a side effect of the "absurd" birth control pills initiated by gynaecologists without knowing the effect on the person, or rather without caring, I gained weight despite continuing my sports career actively. This weight gain did not stop until university, which I left those drugs by having an awakening at university. In this process, there was only one thing I could do; sports.

And I did it. My meal pattern was 3 meals a day and there were no ready meals. Portions were normal. It was no different from the meals prepared by the mother and sometimes by the person in each family. Then I used a diet system called "fasting" at the university. 2 meals a day, without carbohydrates, legumes and vegetables, counting calories, which is 1500, that is, the minimum amount of calories that an adult person should consume to survive. I was vegetarian at that time. I was definitely not consuming anything related to meat products. There are 2 big mistakes in this diet.

The first is to completely cut carbohydrates and protein.
The second is no snacks.

Of course, I should add that this post contains information and sentences according to my diseases and the diet I have to follow with the guidance of my dietician and doctor.

If I come to the reasons for these; the human body works a little strange. If we remember a little bit of high school knowledge, the trio of fat, protein and carbohydrate energises people according to the food they consume and the way they consume it, or provides energy production as permanent / temporary weight.

And the word diet does not always mean a diet in which we do the unbelievable things that we say "I will definitely start this Monday!". The name of a person's daily eating pattern is also a diet. Now that I have explained this, I think I can use this word more comfortably in the rest of the post.

There are nutrients that people should consume on a weekly basis, even if their male and female ratios vary. The frequency and portion of this trio (fat, protein, carbohydrate) varies according to the digestion rate. Protein is the most difficult food to digest among this trio. And its consumption is much less than the others, not only because of this. It has a frequency of 2 - 3 days a week. In these 2 or 3 days, it is not a healthy choice to consume only chicken / red meat / fish continuously.

As for fat, we are talking about animal and vegetable oils, water-based mixed things consumed under the name of margarine used in cooking and nuts. Which I think there are only 2 oils that are more innocent than others. They are also good for digestive regulation. Olive oil and nuts. Walnuts, hazelnuts, almonds... But there's a little catch: they have to be raw. Things that would help us usually don't stay when they're roasted with salt over and over again. They fly away. Which you can more or less guess their use. Nuts as a snack, I also recommend kefir, and olive oil for cooking.

As for carbohydrates, the situation is a little more complicated. Pasta, bread, rice and many more. Obviously, I will not tell you "Rice is absolutely not allowed", but we may have to find alternatives in order to control calorie consumption in such things. Unfortunately, there is no alternative to pasta that I know of, except to consume less. But whole wheat instead of white in bread and bulgur instead of rice in pilaf are very satisfying options. There is also a common mistake that I made for a long time. Consuming rice and pasta in the meal with bread. Or vice versa. Although carbohydrate is burned quickly, it is the food that turns into the easiest swelling and weight when it is not burned.

If I turn back to my story. Until I went to university, I definitely did not get on the scales, I was afraid. I only knew my size, which is unimaginable for someone who has just turned 18 to be a size 20. In my school uniform, my trousers had to be tailored because my weight had made my leg the epicentre.

Later, when I started fasting at university, I thought I could lose weight because the amount of calories I took was very low and the amount of calories I burned was higher than normal. But no. I couldn't even lose 5kg. I was constantly wearing the same size clothes and I was still afraid to step on the scales. So why couldn't I lose weight?

I can simply say that the body wants a start for the calories it will burn daily. It does not want to spend what already exists. I don't know the reason for this, but I'm sure there is a scientific explanation. And I was not giving my body this necessary starter package, and the limited calories entering the body immediately turned into permanent weight. I guess you can think of an animal preparing for hibernation in this case because the metabolism develops a self-protection system. It says; "This unconscious person will not give me my daily needs, I should use what I have sparingly." As a result, you gain weight when you need to lose weight, which is what happened to me.

In the following time, due to the pandemic, I could not walk as before and I continued to gain weight with only 1 meal a day with breakfast. I could still wear my old clothes, this time I gained my weight not on my legs but on my belly. Which, in my opinion, is a way of gaining weight that is not contrary to the classic Turkish human structure at some point.

After that, I was diagnosed. I spent a little more than 1 month in the hospital intermittently. And would you believe it, I lost weight while taking cortisone. I lost exactly 25 kilos in a total of 5 weeks. But then I regained the weight I lost from fat as swelling in a very short time as a big effect of the drug I used being cortisone. Although I ate salt-free, fat-free and sugar-free. In this process, I was getting injections 3 times a week. I did not have a certain dietary obligation. Even when I left the hospital, I was starving, but I was still not eating.

After 8 months of using these injections, during which I continued to take cortisone, I continued to get swelling because I continued to take cortisone, we saw that the drug had no effect on me and I had to return to 2 meals because of the drug I had to use now. I had also changed my doctor and my new doctor told me that I needed to lose weight urgently. Not the only reason, but the most important reason was for my medication to work better. Afterwards, we realised that this would no longer happen with my limited and wrong knowledge and I went to the dietician of a private hospital in my area, and also to the endocrinology doctor. Both of these disciplines deal with obesity.

My endocrinology doctor told me about a single weight loss drug that I can use while protecting my liver and kidneys because of my condition. He prescribed it. And I knocked on the dietician's door with the data of both MS and my weight loss medication. Of course, there was a disadvantage for me. The feature of the weight loss drug is simply to minimise your food digestion. While restricting calorie intake, I could not use my MS medication in the same meal, because there was a drug that needed to be absorbed to the last milligram. So my dietician prepared a diet for me with 5 meals a day.

Now comes a tiny, perhaps quite well-known tip;

Bread, arugula, parsley, dill, cress and radish should be consumed at breakfast.

If you think your appetite is good, these are a must. If you remember, I said above that we need to give a food as a start for calorie burning, and for this, bread and eggs are exactly among these foods. When roasted peppers are added to these, it is a great breakfast.

If you are going to consume two meals, this breakfast will make you feel full until the next meal, let alone the next breakfast. But this is of course not healthy! Please do not do such a thing. Then you can get the daily fats and nutrients you need with one snack with kefir and some nuts (a handful). Kefir for digestion plays a very big role here because a sudden change in diet can shock the body. This can cause deviation from the purpose. Please remember that you can stay healthy while doing this.

Now it's time for dinner. I have never seen anything that has as many exceptions as the rule of not eating after 6 p.m. 18.00 is exactly the time for civil servants. If you are a civil servant or have a job with similar working hours, this rule applies to you, but I came up with a more important and more "correct" definition.

Organise your meals according to the hours when you are physically active.

Especially if you fall asleep on the sofa after dinner, you are eating at the wrong time. Because if you do not move even in the house after the meal you ate, that beautiful meal will return to you as weight or swelling. When the weather is nice, a walk after dinner is a great option. Especially if there is a sea in the area where you live.

For dinner, it is more practical to think on a weekly basis, especially for meal organisation. My recommendation is 3 days of protein consumption for men and 2 days for women. Of course, these are not only meats, but also a salad with plenty of lettuce and a soup. Soup without flour! Let's call it a strict rule.

The reason;

Blood sugar levels need to be kept constant.

White flour and sugar are completely contrary to this request. Unstable sugar levels mean that you feel hungry all the time. This is not good because it means that you are constantly craving something. This means that you tend to crave sugary foods. In a normal time, of course, you may crave dessert and you don't want to eat it;

2 frames of dark chocolate will come to your aid.

The frequency of this should not be every day, of course, but I have not tried anything as refreshing as 2 squares of chocolate every 2-3 days for a long time. Especially if chocolate is next to Turkish coffee or filter coffee.

Before I wrap up this long post with the last few sentences, there is a good news I want to give you about me. With the help of a dietician and medication, I have lost 15 kilos so far, 13 of which are from fat. Which is a great development and happiness for me, who has not lost any weight for many years.

This photo is the first photo I took after learning the total weight I lost. My satisfaction is on my face, isn't it? 😂 I dropped from size 20 to 18 💪 I know my weight now and not getting on the scales is no longer out of fear, but because of the ban imposed by the dietician.

In a very long story short, try to maintain your sugar balance on a daily basis, fast foods are kind of your enemy and it is not good to be controlled all the time. This is what I have learnt on this long journey in its simplest form. In case of excessive control, letting go of the rope can mean that you will not be able to catch the rope again. Sometimes it is better to leave the rope loose, it prevents it from slipping away. I've already gone on long enough, I hope you've read this far 😂

Thank you for patiently being with me here in this long post. See you in the next post. Take care of and please don't forget that;

You are the only one of you.