All rights of this article belong to me. Events in the text are fictional.
Bu yazının tüm hakları şahsıma aittir. Metindeki olaylar kurgusaldır.
Sleep suddenly disappeared from the woman's eyes. For a few seconds, she looked at the room in the stupor of just waking up. Then she got out of bed and went to the bathroom. She washed her face and got out of the bathroom. She walked to the window with the black curtains that turned even the day into night, and when she pulled the curtain aside, the light of day entered her room. As she opened the curtain, she was squinting and looking in another direction, suddenly all this light could gave her a headache. Then she went to the kitchen and started to prepare a cup of coffee for herself.
Uyku birden kadının gözlerinden uzaklaştı. Siyah, uzun ve uyumaktan dağılmış saçları, kadın kafasını yastıktan kaldırırken yerçekiminin etkisiyle aşağı doğru düştü. Birkaç saniye yeni uyanmanın sersemliğiyle odada gözlerini gezdirdi. Sonra yataktan kalkıp banyoya gitti. Yüzünü yıkayıp banyodan çıktı. Gündüzü bile geceye çeviren siyah perdelerin olduğu pencereye doğru yürüdü ve perdeyi kenara çektiğinde odasının içine günün ışıkları girdi. Perdeyi açarken gözlerini kısmış ve başka bir tarafa bakıyordu, birden bu kadar aydınlık onun başını ağrıtırdı. Daha sonra mutfağa geçip kendisine bir kahve hazırlamaya başladı.
She drinks it without milk and sugar. After taking the coffee she prepared in her favorite white porcelain mug, she went back to her room and started doing sports with stretching movements. After finishing her meditation and body gymnastics, her morning routine was completed.
Kahveyi sütsüz ve şekersiz içerdi. Hazırladığı kahveyi en sevdiği beyaz porselen kupasına aldıktan sonra odasına geri göndü ve esneme hareketleriyle spor yapmaya başladı. Meditasyon ve beden jimlastiğini bitirdikten sonra sabah rutinini tamamlanmış oluyordu kadının.
After yoga, she took a quick shower and started getting dressed. She was trying to draw eyeliner while she was eating the breakfast she prepared the previous night. After breakfast and brushing her teeth, she put on lipstick and finished her make-up. She took her bag and keys and left the house.
Yogadan sonra hızlıca bir duş alıp, giyinmeye başladı. Önceki gece hazırladığı kahvaltıyı hızlıca yerken bir taraftan da eyeliner çekmeye çalışıyordu. Kahvaltı bitipte dişlerini fırçalayınca, rujunu sürdü ve makyajını tamamladı. Çantasını ve anahtarlarını alıp evden ayrıldı.
She drove to the laboratory where she worked, listening to the song she had just discovered on the way, and although the traffic sometimes bothered her, she arrived at her workplace, which is not far away, in half an hour.
Çalıştığı laboratuvara kadar arabasıyla gitti yolda yeni keşfettiği şarkıyı dinledi, trafik bazen canını sıksa da çokta uzakta bulunmayan işyerine yarım saat içinde vardı.
She put on the white coat she took from the hanger as he entered her laboratory. She took a brief look at the work she left yesterday. The first thing to do is to make preparations to realize that idea that came to mind the other night.
Laboratuvarına girerken askıdan aldığı beyaz önlüğünün düğmelerini ilikledi ve dün bıraktığı işlerine kısaca göz attı. İlk iş geçen gece aklına gelen o fikri gerçekleştirmek için hazırlıklar yapmaya başladı.
She quickly read her protocol, took notes on the light blue post-it, and adjusted her pipettes to the required ml measure. She took the samples out of the fridge, and left them in the tissue shredder until the tissues turned into powder. She took the cold lysis solution with a pipette set to 500 nL and added it to the sample in the eppendorf tube. She then incubated the sample and started daydreaming. If her new idea worked, it would bring her great success. 30 minutes passed with some imagination and some impatience. She placed the sample taken from the incubation in the centrifuge. After centrifugation, she added an elusive protein she had produced for her master's thesis and left it for incubation again. This incubation would take more than half an hour, and she required immediate preparation for the PCR procedure.
Protokolünü hızlıca okudu, açık mavi renkli post-it'e notlar aldı ve pipetlerini gerekli ml ölçüsüne ayarladı. Soğutucu dolaptan örneklerini çıkarttı, doku parçalayıcıda, dokular toz haline gelinceye kadar bekletti. 500 nL'ye ayarladığı pipetle soğuk lizis solüsyonundan alıp eppendorf tüpteki örneğin üzerine ekledi. Daha sonra örneği inkübasyona koyup, hayal kurmaya başladı. Eğer yeni fikri sonuç verirse bu ona büyük bir başarı getirecekti. 30 dakika biraz hayal ve biraz sabırsızlıkla geçti. İnkübasyondan aldığı örneği santrifüje yerleştirdi. Santrifüjden sonra içerisine yüksek lisans tezi için ürettiği elde etmesi zor bir proteini ekledi ve tekrar inkübasyona bıraktı. Bu inkübasyon yarım saatten fazla sürecekti ve derhal PCR işlemi için hazırlık yapması gerekiyordu.
After incubation, she shook the sample for a short time in a vortex, added primer and other PCR materials, kept it in the PCR machine and started to analyze the sample with capillary gel electrophoresis.
İnkübasyondan sonra aldığı örneği kısa bir süre vortexte çalkaladıktan sonra primer ve diğer PCR maddelerini ekleyip PCR makinesinde bekletti çıkan örneği kapiler jel elektroforezi ile analiz etmeye başladı.
It must have been a miracle. It was her dream, but she did not expect that one day it would come true, that that day would be today. She had succeeded in synthesizing that protein that could be used as a medicine for phenylketonuria. She went and got a glass of water, sat down, and drank it slowly. It was like she was getting a little dizzy. The elevated adrenaline in her blood could have been the cause. The pride she felt between happiness and excitement was priceless. After she calmed down and cleaned the lab, she went to the doctor's room, her shoulders squared like never before, and she was extremely confident as she walked through the door.
Bu bir mucize olmalıydı. Hayali buydu ama bir gün gerçek olacağını, o günün bugün olacağını beklemiyordu. Fenilketonuri hastalığında ilaç olarak kullanılabilecek o proteini sentezlemeyi başarmıştı. Gidip bir bardak su aldı, oturup o suyu yavaşça içti. Sanki biraz başıdönüyor gibiydi. Kanındaki yükselmiş adrenalin bunun sebebi olabilirdi. Mutluluk ve heyecan arasında yaşadığı bu gurur paha biçilemezdi. Sakinleşip laboratuvarı temizledikten sonra doktorun odasına gitti, kapıdan içeri girerken, omuzları daha önce hiç olmamış kadar dikti ve kendinden son derece emindi.
Thanks for reading...
Okuduğunuz içi teşekkürler...
