I wanted to tell you about my dream Halloween. In my dream, I would like to live in a two-story house with a garden in a neighborhood where Halloween is celebrated like in old American movies. I would like to wake up that day and prepare a nice and colorful breakfast.
Hayalimdeki Halloween'ı anlatmak istedim size. Hayalimde eski Amerikan vari filmlerdeki gibi Halloween kutlanan bir mahallede iki katlı ve bahçeli bir evde yaşamak isterim. O gün uyanıp güzel ve renkli bir kahvaltı hazırlamak isterim.
I would wake up my children for breakfast, dress them in their costumes, take them downstairs to the kitchen, brew coffee while they were having their breakfast, and while the coffee was brewing, I would go upstairs to wake up my husband.
Çocuklarımı kahvaltı için uyandırıp, onlara kostümlerini giydirip, alt kata mutfağa götürürdüm onlar kahvaltılarını yaparken bir yandan kahve demler, kahve demlenirken de üst kata kocamı uyandırmaya giderim.
I would scare him awake, then kiss him to calm him down, tell him the coffee was ready and invite him to breakfast.
Onu korkutarak uyandırır sonra öperek sakinleştirirdim. Kahvenin hazır olduğunu söyleyip kahvaltıya çağırırdım.
After breakfast, we would go out to the garden to decorate the rest of the house and enjoy the day with conversations, games, and jokes.
Kahvaltıdan sonra evin kalan süslemesini yapmak için bahçeye çıkar, gündüzün tadını sohbet, oyun ve şakalarla geçirirdik.
We would enter the house to exchange gifts and eat again when we were hungry. After we were full, we would go around the neighborhood with our children to collect candy.
Hediyeleşmek için eve girer ve acıkınca tekrar yemek yerdik. Karnımız doyduktan sonra şeker toplamaları için çocuklarımızla beraber mahalledeki komşuları dolaşırdık.
I would check if my children were happy. I would spend the day away from the phone, but I would take pictures.
Çocuklarımın mutlu olup olmadığını kontrol ederdim. Bu günü telefondan uzakta geçirirdim. Ama fotoğraf çekmeyi de ihmal etmezdim.
When we were tired and came home, I would make a nice dessert and we would eat the candy we had collected with them.
Yorulup eve döndüğümüzde güzel bir tatlı yapmış olurdum ve onunla beraber topladığımız şekerlerden yerdik.
On the other hand, we would project the movie on the movie screen in our living room and watch it. It would be a pleasant day.
Bir yandan da salonumuzdaki sinema bölümünde filmi yansıtıp onu izlerdik. Keyifli bir gün gün olurdu.
I hope I can live a day like this in the future.
Umarım bunun gibi bir günü ilerde yaşayabilirim...
