Mining yani madencilik konusu Satoshi Nakamoto’nun Bitcoin Whitepaper’ında sınırlarını çizdiği şeklinden çok öteye geçmiş durumdadır. Bu işin başlangıcındaki amatör ekipmanlar ve basit ara yüzlerden devasa kripto para çiftliklerine (özellikle Bitcoin için) evirilmesini hayretler içinde izledik. Blockchain teknolojisinin gelişmesinin yarattığı devinim ve açtığı ufuklar eşliğinde takip ettiği yol dünya için yeni bir çıkış noktası yarattığı açıktır. Dürüst bir sistem yaratma ilkesiyle yola çıkan blockchain’in dürüst node’lara ihtiyacı var. Kripto paraların kısa tarihi içinde artık finansal olan veya olmayan kuruluşlar yavaş yavaş blockchain teknolojisinin vadettiği sistemin görmezden gelinemeyeceğini anladılar. Sonuçta ilerlemenin gerisinde kalanların tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmaları kaçınılmazdır. Şu anda birçok firma sistemlerini blockchain üzerine nasıl kuracağı veya nasıl uyum sağlayacağı üzerine harıl harıl çalışmakta. Öncelikle kısa dönem ve uzun dönem yatırımcıların ilgisini çekerek kitlelerin arasında yayılan kripto para kavramının yanında mining süreçleri de gündemde kendine daha çok yer bulmaya başladı. Blockchain ve merkezisizleşmiş düzlemi birçok projenin aracılara ve yüklü maliyetlere yakalanmadan projelerinin tohumlarını atmaları ve yeşermesini izlemelerine çok uygun. Blockchain fikirlerin hayata geçmesi için daha özgür bir ortam avantajını herkese sunmaktadır.
Asıl konumuz olan mining hakkında konuşmamız gerekirse, geçmişte bilgisayarların basit ekran kartlarıyla başlayan süreçlerden büyük grafik kartı üreten firmaların sadece mining’e uygun sistemler geliştirmeye başlayarak mining sektörünü daha üst seviyeler çıkarmak için adım atmasıyla oluşan yepyeni fırsatlara vardık. Büyük şirketlerin peşinde koşmaya başladığı mining artık başlı başına bir sektör olduğunu hem kripto dünyaya hem de gerçek dünyaya kanıtlamış durumda. Zaten kripto madenciliğin temelini oluşturan Proof of Work (POW) ile başlayan algoritmik olduğu kadar adil bir sistemin olduğu başka bir sektörde yok açıkçası. Nakamoto’nun hayatlarımıza kattığı sistemsel kavramlar sayesinde hepimiz için yeni ufukların açıldığını görmemek mümkün değil zaten.
İşte çerçevesini kaba hatlarıyla çizdiğimiz mining sektöründe ortaya çıkan Node Haven projesi daha verimli ekipmanlarla daha verimli bir mining deneyimi oluşturmak üzerine kurduğu felsefesiyle sektörü daha ileriye taşımak için çabalayacak. Asic miner’ların piyasadaki yerini hepimiz biliyoruz. Amaca yönelik donanımın ilk ve halen devam eden başlıca örneklerinden kendileri… Mining gibi giderek büyüyen ve gelecekte devasa rakamları kontrol edecek endüstri yatırımın yeniçağına öncülük yapmaya hazır. Güçlü ve verimliliği yüksek yöntem arayışları şu an mining üzerine çalışanların aklını kurcalayan başlıca şeydir. Başlangıçta Bitcoin üretenler için hash gücünün bir anlamı yokken üretim algoritmalarının zorluğu karşısında startı verilen bu yarış merkezi işlemcilerden (CPU) en ufak devrenin lehimine kadar hash gücünü üst seviyeye çıkarmayı hedefleyerek grafik işlemcileri (GPU) ön plana çıkarmaya başladı. Asus ve Nvdia gibi büyük markalar bile mining süreçleri için üst düzey grafik kartları ve ana kartlar üretmeye başladılar. Asic mining şu an için gücüne güç katarak yoluna devam ediyor.
Node Haven’ın başlıca amacı kendi üretimleri PDV’nin (yeni ürün gelişim mekaniği) yardımıyla neo Asic miner’ların piyasaya çıkmasına olanak sağlamaktır. 7 nanometre ölçü birimini değerlendirerek bir Asic Miner içine daha fazla devrenin sığabildiği Asic Bitcoin miner’ları üreterek verimliliği şu an için olabilecek en üst sınıra eriştirmekte PDV’yi kullanacaklarını belirten Node Haven miner’lar için en yarar sağlayabilecek ve etkili olabilecek donanımı üretecektir.
Node Haven blockchain için kripto para madencilik donanımları üretmek ve bu alanda oluşmaya başlayan oligarşik bir tekelleşmeyi engellemek fikri üzerine kurularak ortaya çıkan bir projedir. Sonuçta merkezisizleşmenin doğasına aykırı bir durum ne yazık ki şimdiden oluşmaya başladı ve bunun için önlem oluşturabilecek projelerin ortaya çıkması çok önemli. Parasal gücü elinde bulunduran yatırımcıların bir kartel oluşturmasının piyasayı nasıl aşağı çekebileceğini tahmin etmek hiçte zor değildir.
Asic miner cihazlarının gelişimindeki başlıca sorun madencilik çiftliklerinin kendileri açısından verimli olacak şekilde ürettikleri donanımları olabilecek tüm karı elde edene kadar sömürüp artık işlerine yaramadığında piyasaya sürmeleridir. Böylece hem verimli kripto madencilik yapan cihazlarından kar ediyorlar hem de sonrasında bu miner'ları yeni donanım gibi piyasaya sürüp birde ondan kar elde ediyorlar ki böyle adaletsiz bir stratejinin yürütüldüğü ortamda madenciliğin merkeziyetsizliğinin geleceği tehlike altındadır.
Node Haven sadece yazılımsal bir proje değil aynı zamanda bir mühendislik projesidir. Yeterli kaynak yaratıldığı takdirde amaçlarını gerçekleştirebilecek potansiyele sahip olduklarını rahatlıkla gösterebileceğine inanıyorum. Node Haven kullanıcılarına madenciliğin geleceğini sunmak istiyor. Node Haven bahsettiğim problemlere karşı çözümle gelmiştir. Node Haven NODE token sahiplerine bir şirketin hisse senedi sahiplerine sunduğu gibi avantajlar sunarak tekelleşmenin belini kırmayı hedeflemektedir. Karşılıklı faydaya dayalı bir projenin piyasa için en makul ekosistemin oluşmasına ön ayak olacağı açıktır.
Deneyimli ekibiyle kripto madencilik ve donanımları için yeni bir blockchain ağını devreye sokacak bu projenin incelenmeye değer bir proje olduğunu düşünüyorum.
