Wednesday Walk on Seaside
Hello everyone!
I hope you are well or are trying to be well. Today we are going to take a little Wednesday Walk with you.
If you can take a look at my profile, you can easily see how much I love the sea. In this not-so-short walk, my preferred route was, of course, the sea, but that doesn't mean that I never tried to see the sky through the buildings.
This theatre piece looks pretty good. In this chaotic street, this piece of art shines like a pearl, glowing red. But would it be better if it were a little closer? I don't think so, especially after seeing them both.
Continuing on the road, I came across my second love, the sea, again. But this time it was a little different. The stillness of the sea, the light, the reflection, and the two ships in the distance looked beautiful to my eyes.
I wanted the ships to stop there for hours so that I could watch them, to tell you a lie. I continued on the road and came across fishermen who had not yet opened their stalls.
After petting the cats there for a while, I continued on my way. Now that it was spring, there were lots of flowers. Mostly daisies.
This brightness is their natural brightness. There are no effects or adjustments of any kind. They look great.
The name of these flowers is viburnum. I was quite surprised. In Turkish, it is called Snowball Flower. It really looks like that from a distance.
After praising these flowers a little bit, as I continued on my way, the natural state of this street attracted my attention.
It's so nice and quiet when nobody's around. It looks like a place where we can relax a bit.
After this point, I finished my walk.
By the way, I took all the photos you see in this article with the Pro mode of my Samsung Galaxy A13.
Take care of yourself, stay with health and love and please remember that;
You are the only one of you.
Sahilde Çarşamba Yürüyüşü
Herkese merhaba!
Umarım iyisinizdir ya da iyi olmaya çalışıyorsunuzdur. Bugün sizinle birlikte biraz Çarşamba Yürüyüşüne çıkacağız.
Eğer profilime biraz göz gezdirebilirseniz denizi ne kadar çok sevdiğimi rahatlıkla görebilirsiniz. Bu çok da kısa olmayan yürüyüşümde tercih ettiğim yol tabii ki de deniz oldu fakat bu hiç binaların arasından gökyüzünü görmeye çalışmadım demek değil.
Bu tiyatro alıntısı oldukça iyi duruyor. Kargaşanın hakim olduğu bu sokakta kıpkırmızı parlayan bu sanat eseri inci tanesi gibi parlıyor. Tabii biraz daha yakından olsaydı daha mı iyi olurdu? Sanmıyorum. Özellikle de ikisini de gördükten sonra.
Yolun devamında benim ikinci aşkım olan denizle karşılaştım yine. Ama bu sefer biraz farklıydı. Denizin durgunluğu, ışık, yansıma ve uzaktaki iki gemi gözüme ayrı bir güzel göründü.
Orada gemiler saatlerce dursun da bende izleyeyim istedim ne yalan söyleyeyim. Yolda ilerlemeye devam ettim ve karşıma çıkan daha tezgahlarını açmamış balıkçılar oldu.
Orada biraz kedileri sevdikten sonra yoluma devam ettim. Artık bahar geldiğinden olsa gerek bir sürü çiçekler vardı. Papatyalar ağırlıkta olmak üzere.
Bu parlaklık onların gerçek parlaklığı. Hiçbir şekilde herhangi bir efekt ya da ayar yok. Harika görünüyorlar.
Bu çiçeklerin adı da Viburnum imiş. Oldukça şaşırdım. Türkçe'de Kartopu Çiçeği olarak geçiyor. Uzaktan bakıldığında gerçekten de öyle görünüyor.
Bu çiçekleri biraz övdükten sonra yoluma kaldığım yerden devam ederken bu caddenin doğal hâli pek bir ilgimi çekti.
Kimse yokken ne kadar da güzel, sakin. Biraz rahatlayabileceğimiz bir yer gibi görünüyor.
Bu noktadan sonra ise yürüyüşümü bitirdim.
Bu arada bu yazıda gördüğünüz bütün fotoğrafları telefonum Samsung Galaxy A13'ün Pro modu ile çektim.
Kendinize dikkat edin, sağlıkla ve sevgiyle kalın ve unutmayın ki;
Bu dünyada sizden başka bir tane daha yok.
All of my content is written in Turkish first and then with the help of translators and dictionaries below translated in English.
https://www.seslisozluk.net
https://www.deepl.com/translator
P.S. If you know English AND Turkish, I do that too... If you see a translation discrepancy that was on purpose. I did think this is as proper as I could do. Because there are many differences between these languages.
Not: Hem Türkçe hem de İngilizce biliyorsanız, ben de biliyorum... Eğer çeviri farklılığı görürseniz bunun bilinçli olduğunu bilin lütfen. Bunu yapabileceğim en uygun şekilde yaptığımı düşünüyorum. Çünkü bu iki dil arasında çok fazla fark var.