İtiraf ediyorum sanatsal müzelerden hiç anlamıyorum. Geçtiğimiz sene Amsterdam kart aldık diye o müze senin, bu sanat galerisi benim gezmiştik ama benim yorumlarım "Güzel çizmişler yeaa" dan öteye geçemedi. Bu yüzden artık nereye gidersek gidelim gerçekten deneyimlemeye dayanan ve ilgi çekecek bir müze yoksa gitmiyorum. Böylece hem maliyetleri azaltmış hem zamandan kazanmış oluyoruz.
Amsterdam için müzelerde benim için tek istisna var "Heineken Experience" mutlaka gidilmeli. Keyifli ve değişik bir deneyimdi.
Tamam müze gezmedik peki nasıl zaman geçireceğiz diyorsunuz biliyorum. Şimdi madde madde açıklıyorum :)
1- Rondvaart Reederij P.Kooij
Amsterdam kanalları çok güzel ama bu kanalların orda şöyle dinlenmelik güneşli bir yer olsa keşke diyorsanız burası tam sizlik. Piknik yapanlar, ayağını kanala uzatanlar, güneşin tadını çıkaranlar hepsi burada. Biz gittiğimizde hava özellikle güneşin gelmediği yerlerde inanılmaz dondurucuydu. Burası ise günlük güneşlik. Aslında teknelerin kalktığı yer burası fakat dinlenmeye oldukça müsait olduğu için bu adresten bulabilirsiniz siz de.
Konum ve ayrıntılı bilgi için -> Foursquare Rondvaart Reederij P.Kooij
2- Vondelpark
Amsterdam denince ilk akla gelenler parklar. Burası da Amsterdam'ın içerisindeki en büyük park. İçerisinde dinlenme alanları, minik göletler ve kafeler var. Park gezilerimiz içerisinde en çok beğendiğimiz Voldelpark oldu. Parkın giriş kapısı Museumplein bölgesinde fakat içeriye doğru baya yürümeniz gerekiyor. Biz bisikletle geldiğimize dua ettik öyle diyeyim. Yoksa gidişi bir şekilde yürüseniz bile dönüş yorucu gelebilir.
Hava güzel günlük güneşlikti ama çimlerde yatacak kadar sıcak değildi. Benim içimde kaldı. Siz yazın giderseniz bizim için de çimlere yatın :) Bu parkte dikkatinizi çekecek bir diğer konu Hollandalıların spor alışkanlıkları. Bisiklete binmekle kalmıyorlar koşuyorlar, patene biniyorlar. Park spor yapan insanlarla doluydu.
Ayrıntılı bilgi ve adres için -> Foursquare Vondelpark
3- Openbare Bibliotheek Amsterdam
Burası tam 7 katlı içerisinde kitap, dergi ve makale okuyabileceğiniz, geniş müzik arşivinden müzikler dinleyebileceğiniz şanslıysanız mini bir konsere denk gelebileceğiniz bir kütüphane. Merkezden biraz uzakta kalıyor fakat bisikletle ulaşımı çok kolay. Giriş ücretsiz.
Kitaplar arasında kaybolduk. Burada ders çalışmak için de sessiz, sakin ortamlar mevcut. Keşke İstanbul'da da böyle geniş çalışma alanları olsa demeden duramıyor insan. Bir de şansımıza küçük bir konsere denk geldik. Çok keyifliydi. Albümlerin olduğu katta Emre DJ oldu çaldığı şarkıları ben dinledim :)
Bütün katları gezdikten sonra en üst katta yiyecek-içecek adına her şeyi bulabileceğiniz La Place bulunuyor. Taze sıkılmış meyve suları, pizzalar, çorbalar ve kahveler kısacası ne ararsanız var. Biz de manzaraya karşı sıcak çikolata içtik. Manzara demişken kolay kolay bulamayacağınız türden
Ayrıntılı bilgi ve adres için -> Foursquare Openbare Bibliotheek Amsterdam
4- Begijnhof
Beginjhof Spui Meydanı'na oldukça yakın bir avlu aslında. Rahibe olarak yaşayan katolik kardeşler birliği için 1346 yılında inşa edilmiştir. Burada şehrin en eski evini de görebilirsiniz.
Ayrıntılı bilgi ve adres için -> Foursquare Beginjhof
5- Albert Cuyp Markt
Yöresel ürünler satın alayım gitmişken yerel insanların arasına karışayım düşünceniz varsa Albert Cuyp Markt'a uğramanızı öneririm. Çeşit çeşit peynirler, içi çikolatalı olarak sıcak sıcak satılan Hollanda waffleları (Bimde satılanların iki katı büyüklüğünde), atıştırmalık yiyecekler, meyve ve sebzeler bu pazarda çokça var.
Çoğu meyve sebze fiyatı pahalı gelse de avakado, ananas, mango gibi meyvelerin fiyatı ülkemize göre oldukça ucuz. Hatta ben taa oralardan taşımayı göze alarak 3 avakadoyu 1€'ya 2 mangoyu da 1.5€'ya aldım. Burada bu fiyatlarda bu meyveleri bulmak imkansız :)
Biz pazarlar dışında Amsterdam'da çok görebileceğiniz Albert Heijn Market zincirinden de alışveriş yaptık. Türkiye'de çok pahalıya satılan bisküvi ezmeleri, chia tohumları, hindistan cevizi yağları vs. oldukça uygun fiyatlara alabilirsiniz.