Sinir sistemi beyinden vücuda, vücuttan beyine haber taşıyan karmaşık bir yapıdır. Beyin ve omurilik sinir sisteminin merkezidir. Bu merkezden ayrılan sinirler tüm vücudumuzu bir ağ gibi kaplarlar. Bu durumu daha elektrik santrallerinden ayrılan elektrik kablolarına benzetebiliriz. Bu kablolar beyin ve omurilikten ayrıldıktan sonra parmak uçlarımıza kadar bütün vücudumuzu bir ağ gibi sarmaktadır. Sinirler vücudumuza dağılırken, bazen dar olan tünellerden geçmektedirler.
Sinirler bu bölgelerden geçerken herhangi bir nedenle bası oluşursa bu sıkışıklıklara bağlı bazı durumlarla karşılaşabiliriz. Bunlar sinirin gittiği bölgede uyuşma, his kaybı, ağrı, gibi şikayetler olarak açığa çıkabilmektedir. Sinir sıkışmasının en sık nedeni tekrarlayan travmalardır. Bunun dışında; şeker hastalığı, iltihaplı eklem romatizması, guatr, gebelik, doğum kontrol ilaçlarının kullanılması gibi durumlar da sinir sıkışması daha sık görülebilir. Şikayetlerin gece artması ve istirahatte de devam etmesi sıktır.
Sinirin en çok sıkıştığı yer el bileğidir. Bu oldukça sık rastladığımız bir durumdur. Sinir sıkışmalarının %90’ı el bölgesindeki sıkışmadır. Bu bizim “Carpal Tünel” sendromu olarak adlandırdığımız bir durumdur. 35-60 yaşları arasında daha sık görülür. Kadınlarda erkeklerden 4 kat daha fazla görülmektedir. Hangi el daha çok kullanılıyorsa o elde daha sık görülmektedir. Çoğunlukla da iki el birlikte tutulmaktadır. Tüneldeki daralmalar ve şekil bozuklukları bu sıkışıklığa neden olur. Nedenleri arasında değişik faktörlerin birlikte rolü vardır; el bileğinin sık kullanılması, yapısal olarak bu kanalın darlığı, bilekteki çıkık ve kırıklarla bu bölgenin yapısının bozulması, bu bölgedeki sinir ve kemik tümörleri, şişmanlık, doğum kontrol ilaçları ve kan sulandırıcı ilaç tedavileri nedenler arasındadır. Şeker hastalarında görülme ihtimali 3 kat daha fazladır. Bu nedenle şeker hastalarında özellikle dikkat etmek gerekir. Carpal Tünel el bileğinin iç kısmında bulunur ve buradan iki adet sinir geçer. Sinirlerden bir tanesi 1.2.3. parmaklara gider, diğeri ise 4. ve 5.parmaklara gider. En çok sıkışma 1.2.3. parmağa giden sinirlerde olur. Bazı vakalarda iki sinir birden sıkışabilir. Klinik incelemede ağrı ve uyuşma en sık rastlanan yakınmalardır. Hasta özellikle sabah uyandığında ellerinde uyuşma ve şişlik olduğunu hisseder ve hareketlerinin kısıtlandığını farkeder. Bu yakınmalar hastalığın ilk dönemlerinde gün içinde azalır. Uykudan ağrı ve uyuşma ile uyanmak ve ellerin sallanması ile ağrının ya da uyuşukluğun hafifilemesi tipiktir. İlerlemiş olgularda el bileği ve elde güçsüzlük, el adelelerinde erime görülebilir. Tanıda hastanın muayenesinde bazı testlerden yararlanılır. El bileğinin iç kısmında bulunan Carpal Tünel’e küçük darbeler yapıldığında elde uyuşma ve elektrik çarpar tarzda bir ağrı oluşursa test pozitiftir. Diğer bir testte ise el bilekleri üst kısımlarından 90 derece açıyla birleştirilince parmak uçlarında uyuşma oluyorsa yine test poztiftir. Muayeneden sonra EMG testi ile tanıyı desteklemek gerekir. Bu testtte sinirdeki iletinin ölçümü yapılır. Zedelenmenin yeri ve derecesi saptanır.Tedavide bu bölgedeki sinirin sıkışmasına bağlı gelişen ödemi çözmek gerekir, el bileğini uygun pozisyonda tutacak ateller kullanılabilir, bu bölgeye kortizon enjeksiyonu yapılması da yine ödemi geçirmek için kullanılabilir. Bu tedavilerden sonra el bileğini güçlendirici egzersizler yapmak gerekir.
Carpal Tünel hastalığında Fizik Tedavinin Önemi; Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon özellikle erken dönemde yapılırsa çok etkilidir. Hastanın ağrısı ve uyuşma şikayetleri Parafin gibi yüzeysel ısıtıcı, Tens ve US. gibi derin ısıtıcı cihazlar uygulanarak giderilebilmektedir. Kas kuvvet kaybı varsa, fizyoterapide fizyoterapistler tarafından yapılan egzersizler sayesinde kuvvet kaybı giderilebilmektedir. Özellikle, innovatif bir cihaz olan yüksek yoğunluklu Lazer Terapisi (MLS) ile sinir iyileşme süreci son derece hızlı ve etkin bir şekilde gerçekleştirilmektedir ve hasta hızlıca iyileşebilmektedir. Hastaların %80’inin erken dönemde Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ile iyileşebildiği saptanmıştır. Fizik Tedavi sırasında bazı ilaçlardan faydalanılabilir. Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon uygulamalarında ortalama 21 seans yeterlidir. Ancak sinir basısı çok fazla ise yapılan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyona cevap vermezse cerrahi uygulanabilir. Dolayısıyla hastalarımızın duyarlı olması, hastalığın erken tanısı ve Fizik Tedaviler çok önemlidir.