Hello everyone!!
I'm Beril... You can call me Beril or Ailithy. Nice to meet you all. I earned the name 'Ailithy' by surviving things I will mention below. (Ailithy means seasoned female warrior.) I was born, raised and still living in Istanbul but my parents are from somewhere else. My mother is from Baku, Azerbaijan and my father is from Samsun, Turkey. I'm 25 years old and finished bachelors degree.
I love playing with my hair and the photo above is the last untouched version of my hair... I dyed my hair multiple times. (I'll add them as photos below.)
For a long time I did explore myself. I ate famous Korean foods and went museums with my best friend.
Right after my graduation, I had many health problems and along all of those illnesses, the most important and dangerous one was MS (Multiple Sclerosis). But being stubborn gave me the strenght I need. And I didn't give up!!
I decided to appreciate nature more and to give people one more chance. Then, I did take lots of sea photos. Because why not? I, almost all of my life, lived near by the sea.
But I think I have to mention that my 'black hole' era was 3 years ago. Like some writers I took my sorrow and used it for writing. My first and second blogs were just starters.
I, also, paint and draw things. Mostly feathers but I am happy about it.
And for final I PLAY INSTRUMENTS!! Among all of them flute is my favourite...
All photos are taken by me, with my smart phone unless otherwise stated.

Merhaba millet!!
Adım Beril... Bana Beril ya da Ailithy diyebilirsiniz. Tanıştığıma memnun oldum. 'Ailithy' ismini aşağıda bahsedeceğim şeylerle savaşıp galip gelerek kazandım. (Ailithy savaş kazanmış savaşçı kadın anlamına geliyor.) İstanbul'da doğdum, büyüdüm ve hâlâ yaşıyorum ama ailem başka yerden. Annem Bakü, Azerbaycan'dan ve babam Samsun, Türkiye'den. 25 yaşındayım ve üniversitemi bitirdim.
Saçımla oynamayı seviyorum ve yukarıdaki fotoğraf saçımın son dokunulmamış hâli... Saçımı çokça boyadım. (Aşağıya fotoğraf olarak ekleyeceğim.)
Uzun bir süre kendimi keşfetmeye çalıştım. Ünlü Kore yemeklerinden yedim ve en yakın arkadaşımla müzelere gittim.
Mezuniyetimin hemen ardından çok fazla sağlık sorunu yaşadım ve bütün bu sorunların arasından en önemli ve en tehlikeli olan MS (Multipl Sklerosis)'ti. Fakat inatçı olmam bana ihtiyacım olan gücü verdi. Ve pes etmedim!!
Doğaya gereken değeri ve insanlara ikinci şansı vermeye karar verdim. Sonra zamanla bir sürü deniz fotoğrafı çekmeye başladım. Neden olmasın, değil mi? Neredeyse bütün hayatım boyunca deniz kenarında yaşadım.
Ayrıca sanırım 'karadelik' zamanımın 3 yıl önce olduğundan bahsetmeliyim. Aynı bazı yazarlar gibi acımı aldım ve bunu yazmak için kullandım. Birinci ve ikinci bloglarım sadece başlangıçtı.
Aynı zamanda da bir şeyler çiziyorum ve boyuyorum. Bunlar genelde tüy oluyor ama bundan memnunum.
Ve son olarak ENSTRUMANLAR ÇALABİLİYORUM!! Onların arasından favorim yan flüt...
Bütün fotoğraflar aksini iddia etmediğim sürece benim tarafımdan, akıllı telefonumla çekilmiştir.

P.S. If you know English AND Turkish, I do that too... If you see a translation discrepancy that was on purpose. I did think this is as proper as I could do. Because there are many differences between these languages.
Not: Hem Türkçe hem de İngilizce biliyorsanız, ben de biliyorum... Eğer çeviri farklılığı görürseniz bunun bilinçli olduğunu bilin lütfen. Bunu yapabileceğim en uygun şekilde yaptığımı düşünüyorum. Çünkü bu iki dil arasında çok fazla fark var.